Wednesday, May 1, 2024




                     WAINWRIGHT'LARIN RUFUS'U DEGIL MI BU?

           

   

Wainwright'lardan Rufus Bey... (Recaizade Mahmut Ekrem gibi söylemeyi seviyorum isimleri :)) bu şarkıyı seviyorum... söylemeyi seviyorum...dinlerken sigara içmeyi seviyorum:) all is well...sadece karşıma çıktı uzun zaman sonra...burada kalsın istiyorum....aslında söyleyecek şeylerim var ama içimden akıp gitsinler istiyorum, kaldıkları kabahat:)... her duyguya her olup bitene mercekle inmek istemediğim bir haldeyim.. umarım çok uzun sürer buhal :)) cok rahatmış:))... niye öyle yaptı... yaptı işte... o kadarmış... niye öyle davrandı... öyle davrandı, öyle istedi, öyle işine geldi.... ne yapalım yani....sen çal Rufus beycim...:)


G O I N G     T O     A     T O W N

But I don't know where I'm goingSearching for that placeIt's not inside meI wonder where I'll goDon't we always linger'Cause we know this ain't had no good
I'm going to a town that has already been burnt downI'm going to a place that has already been disgracedI'm gonna see some folks who have already been let downI'm so tired of America
I'm gonna make it up for all of The Sunday TimesI'm gonna make it up for all of the nursery rhymesThey never really seem to want to tell the truthI'm so tired of you, America
Making my own way homeAin't gonna be aloneI've got a life to lead, AmericaI've got a life to lead
Tell me, do you really think you go to hell for having loved?Tell me, enough of thinking everything that you've done is goodI really need to knowAfter soaking the body of Jesus Christ in bloodI'm so tired of America
I really need to knowI may just never see you again, or might as wellYou took advantage of a world that loved you wellI'm going to a town that has already been burnt downI'm so tired of you, America
making my own way homeAin't gonna be aloneI've got a life to lead, America
I'm making my own way homeAin't gonna be aloneI've got a life to lead, America
I'm making my own way homeAin't gonna be aloneI've got a life to lead, America


https://youtu.be/CtVyl402W5s?si=YuVsOEJB7Ai_qjjy

Tuesday, April 30, 2024

 


                     D  E  B  R   A 'nin göz problemi yok mesela:)



 ne demişler...

always look at the bright side... karanlık tarafa baktığında birşey görünmediğini düşününce... sıcak degil de nem bunaltıyor kıvamındaki bir istanbul geyiğinden farkı yok... oku...ben okuma bilmem... oku.... yaradan rabbinin adıyla okuuuu... hah okuduk.. yetinmedik izledik.. yetinmedik yazdık-çizdik..yapıştırdık.. diktik...bunlara hep göz gerek... oku. izle. yaz. çiz....derken ... ailenizde göz tansiyonu var mı aycen hanım... ailemde yaşayan yok gibi birşey hocam:) "ooo göze gelene kadar" demedim tabi......anlıyorum...biraz yoruldum son günlerde belki ondandır... bu öyle birşey değil aycen hanım... hmm...bir takım testler yapacağız... elbette buyrun.. ilacı var mı bunun... göreceğiz... hmmm güzel, zaten amaç bu:) görmek...verin hapını içelim işte... yine çıkıntılık yapmıyım canım...allah başka dert vermesin...kendime güzel bir gözlük aldım... seni daha iyi görebilmek içiiin herşeyyyy.. ( masaldaki gibi söyledim içimden...:)) bununla mutlu oldum ve toplantıya gittim... neredeyse onbeş yıldır yaptırmadığım kanepelerden yaptırıyorum... ilginç oldu.. moda geri döndü... evrenin içinde bir zerrenin zerresi kadar fark yaratmasa da beni mutlu etti, her hareket de kitlelere yön verecek değil ya...beni mutlu etti sadece...tamam işte o kadar......debra adında bir kumaş seçtim.. Debra :) uzun tırnaklı, şuh sabahlıklı, gündüzden viski içmeye başlayan kabarık sarı saçlı Debra ...altın kafeste yüzü gülmeyen kadın...Debra...debra'dan iyi birşey çıkmaz, kafaya birşey takar, gider evi kundaklar:)) Debra.. handle with care.. polyester bir kadın... hiç o kumaşın adı Debra olur mu allah aşkına.. ama debraydı... ve güzeldi... bana soap opera yaşattı, fenerbahçede bir showroomda... güldüm, biraz içimden, biraz dışımdan... onu seçtim... bir gün unuturum belki ama uzun zaman aklımda kalacak gereksiz bir detay.... neydi onun adı diyeceğim çok alakasız bir zamanda.. Sandra mıydı diyeceğim... sonra ta taaa.. hatırlayacağım ... canım beyin hücrelerimin arasında otur  bakalım Debra hanım:) Pamuk Orhan bey ne yapıyor acaba...benim gözler iyice zortlamadan bir kitap yazsa da yaz günü şenlensek... evim mis gibi...yemek de yaptım işten gelince...yarın da bir mayıs işçi bayramı... karşı apartmanda güller açtı...çok güzeller... jotun renk katalogları gönderimiş bugün.. çok manidar bir güne denk geldi jotuncum:) zira gözlerime bir sen eksiktin:))) ama cok da  güzelsin tutamıyorum kendimi....öptümm

Monday, April 29, 2024

 





                                                                                                              2 0 0 9 


china town'dan bir bilet alıyorsun... bir otobüse atlıyorsun... niagara falls a gidiyorsun... otobüsteki muavin yanına yaklaşıp tek basınıza mı seyahat ediyorsunuz diyor. evet. are you feeling ok.. definitely... définitivement... absolument... cesur ve güzel ve hızlı ve öfkeli:)) üzerimde "no sleep till" yazan sweat shirtüm var...no sleep till brooklyn diye bir şarkı varmış.. ona ithafen yapmışlar...:) hala duruyor- delikleri var üstünde artık...bazanın altında bana good old days i hatırlatıyorlar....:)) biz büyüdük ve kirlendi dünya demeyeceğim...biz büyüdük ve dünya hep güzel... "love should be easier, rosier, innocent and simple" yazmışım defterime...değişen birşey yok merkez, hala aynı fikirdeyim:)  gözlüğüm kırıldı bugün...uzun yazamıyorum...öptüm... a demain....

Sunday, April 28, 2024

 



                                                        S E L A M    D Ü N Y A

 

Nereye gidersen git ve doğal olarak nereden dönersen dön.. "ev" en güzel destinasyon:) misler gibi döndüm evime... az zamandaaaa çok ve büyük işler başardııık:)....10 gün... dekler siste cila edildi, ev temizletildi, süpürgelikler yenilendi, duvar kağıdı kaplandı.. eski eşyalar yollandı.. yeni eşyalar geldi.. spotlar takıldı, pervane takıldı...elektrikle mücadelede iskele kur, iskele sök... ve bunlar bodrum ustalarıyla oldu (hic kusura bakmayın daha cok fırın ekmek yemeniz gerek, iş, kalite, attitude, timing... grup olsanız adınız "ömür törpüsü" olur :)) herneyse...muvaffak duygular ve müthiş bir yorgunlukla evime geldim.. benim canım güzel evim....hemmen derhal, banyo ve kahve:) cok acıkmıştım çıkabilirdim.. çıkmadım ....burclara ve astrolojiye girmeyeceğim cok ağdalı ve gereksiz bir delilik almış durumda.. ama doğru bir tarafı varsa eğer , o da bir boğanın ev ve yemek düşkünlüğü:) evim ve yemeğim:) babam ve oğlum gibi oldu:)) değişik rüyalar gördüm...gece kalktım....sonra yattım...sabaha karşı müthiş bir yağmur sesine uyanır gibi oldum... veeee fişşek gibi bir sabah... hoş geldin baharrr lalalala, hoş geldin dostum lalalala söylüyorum içimden:) bisiklet yarısı varmış, yollarda araba yok.. yağmurdan dolayı pek insan da yok... etrafta kimse olmadıgında sesimi çıkararak da şarkı söylemeyi seviyorum ama diken üstünde...duymasınlar:) deli de demesinler, ben derim kendime başkası demesin:)) sabah bir düğmem kopmuştu, yeni organize ettiğim dikiş kutumu aldım önüme, hadi bakalım.. hmmm Huston we have a problem ... özellikle kolay iplik geçirilebilen iğne seti almıştım.. kime göre , neye göre kolay... geçirdim ama kolay olmadı... yarın ilk iş göz doktorundan randevu... zaten şantiyede gözlüğüm kırıldı..buna bir odaklanmak gerek:) Doğum günüme az kaldı 44 yaşıma 44 nolu villayı dekore ederek giriyorum.. lise numaram 404... market alışverişi yapmam gerek ama evin önünde park yeri bulup park ettiğim için hiç çıkasım yok:)) cok enteresan bir şey oldu, öyle aylarca yok olmadım... bir müşterim "aycen sensiz istanbul bomboş dedi.. empty without you " dedi.. digeri daha tatlı.. " hayırdır bir dahaki secime kadar oradasın herhalde... "dedi.. yok yok dedim ağzını hayra aç:)) taş yerinde ağır diye bir söz var.. istanbulun taşı toprağı altın diye de bir söz var... demek ki ben istanbulda altından ağır bir taş olabilirim:)) iş için bile olsa- ki hayatımın, dostluklarımın buyuk bir bölümü bu...özlenmek , yokluğunun hissedilmesi güzel şey... mutlu oldum.. o yorgunluğun içinde.. teşekkür ederim hayat...telefonumu şarj edip kulaklıklarımı takıp dans edeceğim... hos geldin baharın alman versiyonu ; liebe heısst l'amour diye bir şarkı.. onu da seviyorum...Liebe heißt l'amour la la la, schenke mir l'amour la la la, denn ich denke nur la la la an l'amour la lalalalalalala... fengshui ye göre pek tercih edilen birsey değil ama otel oldalarının en sevdiğim yanı yatağın karşısındaki televizyon.. acaba kendi odama da taktırsam mı... hayatta geldiğim bu noktada... insanın içine siniyorsa hersey olabilir diyorum...  yani bu altının doluluğu şaibeli olan bilgi kirliliğine karşı tek hakiki yol insanın iç sesi.. ama iç ses dediğin şey, frekanslar karışınca mislead edebiliyor insanı.. üzücü bir şarkı, korkunç bir film, intentionına güvenmediğin insana dokunmak, gözlerine bakmak bile, ne biliyim... bu hafta ne oluyor, bu sene ne olacak gibi müthiş bir güvenle sundukları astroloji, kehanet videoları.. iste bunlar hep insanın iç sesinin cızırtı yapmasına ve bazen de iç sesi domine edip, mis lead etmesine sebep oluyor... olanla ölene çare yok arkadaşlar... cok da bilmeye gerek yok.. allahın insanı çamurdan yaratmış olması ve suya muhtaç olmamızda siirsel bir yan buluyorum.. sulanmayan cıceklerin kuruması gibi, su görmeyen toprakların verimsizleşmesi gibi... aslında sahiden topraktan yapılmış gibiyiz:) ve güzel bir banyo sıkıntıların, yorgunlukların işte bu "mislead" edilmişlikten gelenlerinin hepsini alıyor, insanı şarj ediyor.. ve kalanlar da odaklanmamız gereken şeyler oluyor... deli gibi sinirlenmiş olabilirsin mesela, bir elini yüzü yıka, bir duş al...butun o yangın sönüyor ve esas konu ortaya çıkıyor...cogu zaman daha banyodayken bir cok argüman son buluyor insanın içinde... su hayattır..dememişler bosuna.. gerçi o reklam sloganıydı galiba:)) aferin ama cok güzel... bir de şey vardır en sevdiklerimden... iletişim sanattır.. o da türkcell'di galiba... doğru iletişim ve su...ihtiyacımız olan... ve her akımın pesinden koşmamak tabi.. bunları nasıl söylüyorum çünkü ben söylenen herseye inanma potansiyeli olan kafası cok karışık bir insanım.. dım diyelim...eğitimler, healingler, onu da biliyim, onu da biliyim, hayatı anlayabilmeye çalışırken, cok daha karambol bir yerde bulabiliyor insan kendini, gerek yok bence... insanın kendi kendini iyileştirebilecek bir varlık olduğunu ve hayatın kısa yolu olmadığını, bir kervanda yürür gibi, en iyi halimizle yürümeyi umarak, yanıldığımızda (ki herkes yanılır.. bunda da doğal bir güzellik var) yorulup düştüğümüzde bizi tekrar kaldıracak şeyin sadece kendimiz olduğunu bilmekte müthiş bir rahatlama var... paylaşmak istedim...(müspet bilimleri ayrı tutuyorum tabiki hastalanınca doktora gitmeli:)) ...mesela ben şimdi bir göz muayene randevusu alacağım:)) öptüm.. hoşgeldimm

Thursday, April 25, 2024

D a m d a k i K e m a n c i ..( basimin taci:))










 


Damdaki kemanci… kan ter gozyasi kahkaha dusunceler…herseyiyle seviyor hayati bu damdaki kemanci… bu olmaz olamaz diyorum cok seye, nasil olmaliydi diyorum.. sonra ben nasil bilebilirim ki dunya nasil olmaliydi diyorum.. daha suyun kaldirma kuvvetini anlatamiyorum:) yildizlardan kacini biliyorum ki.. bulutlarin hepsinin adini da bilmiyorum… bulutlar nasil olur ustun koru anlatabilirim de hangisi nedir bilemem.. kumulusu biliyorum.. yonleri bilirim.. ruzgar gulu cizmeyi cok sevdigimden.. ama poyrazi lodosu biliyorum mu sanki benden once ooo denizciler var, meteorolojiciler.. koskoca evrende bildiklerim ve bilmediklerimle yasiyorum iste.. kucugum daha cok kucugum.. o yuzden hep bunlar:) denizi ne cok seviyorum, agaclari, gozleriyle gulen insanlari, cocuklari… hala anlayamadim buradaki kuslarin kanatlarinin alti mavi mi yoksa denizden mi yansiyor.. tam olarak neler oluyor dunyada onu da pek anlamiyorum.. anlamaya calisinca isin icinden cikamiyorum.. action mi reaction mi.. cok onemli…birine kotu birine iyi diyebilmek bile ne kadar zor aslinda.. herseyin bir hikayesi var.. bugun bi damdaki kemanci hic durmadi, elinden geleni yapti.. yoruldu ama mutlu.. simdi bir iki guzel sarki dinler.. bir kahve yapar kendine…oh iste bu kadar… optumm

Wednesday, April 24, 2024

 

Bu sabah …filtresiz… biraz sonra yuzdum icinde bu denizin… 

BU KAYITLAR OLMASA NE YAPARDIK?

 



Spotify daki bu kaydi dinleyin… 

Ah …
Bi daha bi daha dinleyin 


( kucuk bir panik yasadim, hic cd miz albumumuz yok.. hersey online.. online olamasak mesela bir sabah uyansak.. sarkilarin cogu yok olmus olacak… soz ucar yazi kalir dememisler bosuna, kitaplara birsey olmaz .. hala varlar.. ama muzik kutuphanesi yok.. olsa .. olmali.. var mi acaba… hard copy olarak.. kutuphaneye gidip karisik kaset gibi album yaptirabilsek.. oyle kislik domates sosu hazirlamaya benzemez bu, giderse gider bu sarkilar.. cok yazik olur..ne yapmali bilemedim.. ben planimin ilk asamasini,  cdler ve pilli bir cd player ve guneste sarj olan piller olarak:)) kurgulayabilirim.. ama tabi abartmadan kitlelere yayilan bir hareket haline getirilse, herkes en sevdigi 5 albumu tutsa.. bu da kayitli olsa muhtarlikta:)) cok yerel bir insanim da:)) oyle oyle nesilden nesile butun albumleri teknolije yaslanmadan insanlara guvenerek koruyabiliriz.. simdi ajda listesinde bile bircok sarkilara yabanciyim, muhtemelen 45 lik, longplay fln lar… bilgisayarsiz, piyanistin, kemaninin ne biliyim iste butun muzisyenlerin kayda girip cikardigi sarkilar bunlar:)) bunu dusunelim.. ben aslinda sarkiyi bu sabah santiyede dinledim, parkta bir gun geldi aklima, uzulmustum… bu sarki benim o gunumden en az 50 yil once yazilmistir.. iste sarkilarin birlestiriciligi:) o yuzden rica edecegim, ( uslubum icin de afedersiniz:)) ama bok gibi sarkilar yapmayin..:))   Ben bir daha dinleyecegim… optum.. 

Tuesday, April 23, 2024



SIGARAMIN YARISINI BEN ICTIM 
YARISINI RUZGAR
YARAMLA OYNAMA GUZELIM
KULUN HEMEN ALTINDA 
ATES VAR:)

Pek uzun zamandir telefonlar ve arabalar nisanli oldugundan sebep ben radyolara uzak kalmisim.. malum gurbetteyim:) kiralik aracimla seyir etmekteyim, sanayi, otel, residans, kebapci, nalbur cokgeninde… tuhaf bir arac.. usb girisi yok.. ama arkayi gosteren kamerasi var…adami hasta ederler.. bagajdan torpidoya kablo cektiniz, kamera koydunuz, aracin hareketini ekranda isaretleyen sensor koydunuz…ama usb yok… cok sagolun, simdi bu servisi aldigimiz icin yerel radyolara mecbur muyuz? Bu arada uzun zamandir kendi istedigim sarkilari dinledigim icin, radyolardan ne kadar da uzak kaldigimi.. ve benim uzaklastigim sure icinde radyolarin citasinin ne kadar dustugune tanik oluyorum. Saskinim.. tabi bir yandan radyolar ne yapsin.. sarkilar oyle kotu ki.. taverna degil, arabesk degil, ortada bir yerde kotu kotu sarki sozleri, kotu kotu melodiler.. tembel ogrenciden kopya cekmek gibi:) bir de kotu olmalarinin farkinda olmadan hepsi birbirinin aynisi.. cok  kotu sarkilara maruz kaldim son gunlerde…arada bir iki tane cikiyor ama ona denk gelene kadar kulaklarimdan kan geliyor.. sanki bir zamanlar cok populer olan radyolar terk edilmis de, ne idugu belirsiz bir kabilenin eline gecmis gibi..ornek vermek istiyorum veremiyorum… tanimiyorum cunku hicbirini.. bir dakika deneyecegim… mesela  genc bur erkek sesi soyluyor.. duz soyluyor, inmiyor, cikmiyor.. ucuncu sinif alanya barinda gitarla tingirdiyor adeta.. arkadan kizarmis papates servisi yapiliyor.. «  senden ummazdimmm, neler nelerrr..gel hadi gel..:))) » cok kotu :D taklidini de yapamadim resmen…ama gozunuzde canlandi diye tahmin ediyorum.. kulaginizda canlanmasi mumkun degil zaten, ben sahsen dinledim, bende de canlanmadi:))…ama istikrarliyim, zorluyorum frekanslar arasi zigzagtayim:)) arada dinleniyorum, orman yolunda vs cekmiyor zaten.. kapatip kendim soyluyorum:)) kimsecikler yok, banyoda soylemekten daha rahat:)) komsu duydu derdi yok:))kotu radyo insani sarkici yapar:))…neyse bir iki tanidik cikiyor, yenilerden.. onlar cool takiliyor.. belli daha egitimliler ama onlar da turkceyi sonradan ogrenmis gibi soyluyorlar, servis zaten memlekete degil, biri duysa da dunyaya acilsak tonlari.ya da en azindan bu yaz alacatida ciksinlar…cok afedersiniz, bunu soyleyecegimi tahmin etmezdim… ama radyoda burhan cacan ciksa kabulumdu, o noktadayim.. yaradana kurban .. yaradana .. yaradana…:) zamaninda begenmedigimiz burhan cacan bile musiki ve ses alcalip yukselmesi olarak bin basar bugun radyolarda yeni hit diye cikan sarkilara… kirpiklerin , kaslarin teline.. oruklerin saclarin beline…:)) bi dakika calicam ben sarkiyi… canim istedi, belki bugun yollarda duydugum zirvalari soker atar.. butun gun santiye ustalar, arada radyoda radyasyondan beter sarkilar sonrasi oyle otele gelip billie holiday acamiyosun.. olmuyor sahiden.. adaptasyon da kademe kademe oluyor.. ben burhan cacandan raziyim.. bunu dusunecegim.. acilen muzik adina birsey yapilmali.. o ana kadar da sadece 90lar calmali.. radyo tiyatrosuna da varim mesela, polisiye.. guzel yapilinca efsane oluyor o radyo tiyatrolari.. kotuleri de kopkotuuu, koskotuu…:))) bak dilimi bile kaybettimm.. bunlar hep kotu radyoculuktan :) optumm

Monday, April 22, 2024

 

KAHRAMAN BAKKAL SUPERMARKETE KARSI 

ILE 

CAHILLE SOHBETI KESTIM arasinda birgun… ben de karar veremedim.. gunun ilk yarisi haftalardir aramalar,  yazismalardan sonra bugun nihayet gelen ekibin,  esyalari teslim alirken, bir de cok lazimmis gibi whatsapp grubu kurup.. tek tek butun mobilyalari, kapinin onune konulan copleri, esyalari teyit etmesi deliligi uzerine gecti.. dunyanin en basit  isini bile  kurumsallik adi altinda aman insiyatif almayalim, basimiz yanmasin politikasiyla hic gerek olmayàn aptal bir yogunlukla gecti.. tam boyle rezillik olmaz bu ne sacma bir duzen diye dusunurken.. cevabini ogleden sonra baska sekilde aldim:)) evet kurumsallikla bazi isler cok agir ve repete repete repete geciyor.. bundan cok bunaliyorum.. ama yigidi oldur hakkini ver, saygi ve guleryuzle geciyor.. o yuzden de o yavasliga katlanilabiliyor…nice olsun slow olsun…ogleden sonra bambaska bir tecrube bana baska bir seyi gosterdi…, bizim bickin delikanli tesrif etti santiyeye.. butun program alt ust.. dedigi gunde gelmiyor.. yalan soyluyor.. kendi hatasini ortmek icin laf kalabaligi yapiyor, utanmiyor laf sokuyor.. cennet mahallesi ortalik:) o cehaletle tartisilmiyor.. yanlis anlasilmasin okul cahilligi degil, zihin cahilligi..acimakla igrenmek arasinda hic uzerime vazife olmayan, hic meraklisi olmadigim duygulara saliyor beni.. flash tv dizisi gibi gercek kesitteyiz.. ve cahille sohbet kesiliyor da, cahilin bundan haberi olmuyor, o devam ediyor.. isin en acikli tarafi da bu galiba…ve sonunda sinirlendim… sen bir dur bakiyim …ipler koptu.. arkadasin arasin sen artik arama diyorsun ariyor, yazma diyorsun yaziyor, acmiyosun baska telefondan ariyor, bi daha bi daha bi daha.. hangi munasebetle?  Neler goruyor bu gozler a dostlar… e o zaman da, kahramam bakkal sen kusura bakma ben supermarkete karsi degilim galiba diyor insan.. ukalalik yapmak istemiyorum ama lars von trier in dogville i geldi aklima.. izlemesi cok zor super sikici bir filmdir… snob zalim  babanin kizidir nicole kidman, ben senin gibi degilim der babasina bir koye yerlesir.. herkesi sever koyde.. basina gelmeyen kalmaz, dovulur affeder, suclanir affeder, tecacuze ugrar affeder.. kotu bir niyetleri yoktu, iste ne yapsin bilemedi vs.. birgun koye babasinin arabasi yaklasir, o da biner.. kuvvetli bir dialog gecer baba kizin arasinda.. « ben senin gibi degilim baba, bak ben onlarin dostuyum » der.. « sen kendini onlardan ustun gordugun icin affediyorsun, bu affediciliginin icinde kibir var » der babasi da karsilik olarak…izleyin diyemem cok agir siyah beyaz tiyatral, kabir azabi gibi film ama cok carpici bir dialogdur o.. iste simdi gunumuze gelelim, genc usta cahil belli, ne dedigini, ne yaptigini bilmiyor.. ben onu affedecek kadar kibirli olmak istemem. Kotu soz kotu sozdur, kotu davranis, kotu davranistir… bir cok insana gore kati biriyim ben.. degilim… ama bunu kanitlamak icin agdali bir yumusakliga, agdali bir affedicilige burunmeye gerek gormuyorum.. dostoevsky diye biri var :) suc ve ceza diye bir sey yazmis.. okunmali ve okutulmali bence:) hayat bilgisi dersinde:)) 

Her gun de cicekler bocekler olacak degil ya, gecse de yolumuz bozkirlardan denizlere cikar sokaklar.. diyor ve sigarami yakiyorum.. optum..

Sunday, April 21, 2024

TEPEDEN TIRNAGA üc kucuk hikaye



t   e   p   e
fotoyu dedem cekmisti, bursa kaplicalar …dun gibi hatirliyorum, yana don bakiyim, bana bak simdi:) iki gun sonra kafama tepeden tas dusmustu.. annem saclarimi kurularken.. havluyu bir acti.. ortalik kan.. annem ay ay ay aycen dedi…ben de tekrar ettim ´ay ay ay aycen… ´ oyun oynuyoruz sandim:)) cunku beni yikarken hep oyle sarki soylerlerdi… sular asagi asagi aycen yukari yukari:))  hala kucuk bir izi var.. cok calkantili hatta hic callantili olmayan ( yani macera ve yaramazlik bakimindan) cocuklugumdan bu kadar yara izimin olmasi da enteresan.:) kosardik, kacardik, atlardik ziplardik diye anlatacagim kaydadeger bir hikayem yok.. biz genelde evdeydik:) her halde acemilikten, her cikisimda bir vukuat.. yumurta mi tavuktan, tavuk mu yumurtadan tabi bilemiyorum.. belki potansiyeli gorduklerinden evde beslemis olabilirler ya da eve alisik bir cocuk olarak sokaklarda kazaya acik hale de gelmis olabilirim.. meslegimi de ev dekore etmek uzere gelistirmis oldugumu dusunursek buradan birsey cikar ama cok da muhim degil:) :) .. evet iz suruyorduk en son…

t  e  p  e  d  e  n      s  o  n  r  a   

t   i  r  n  a  k  t  a  n     ö  n  c  e  
( double trouble)

Iki diz kapagimdaki yanik izleri.. piknikte mangala bakiyim derken iki dizimi de mangala yapistirmistim:) aslinda gecerdi izi  ama bir kac sene sonra buyuk adada yokus asagi hizimi alamayip bisikletten free fall yapinca.. tekrar ayni yerler ve bir dirsek yarasi +1 olarak yolumuza devam ettik.. annem arkadan faytonla geliyordu.. o gelene kadar mahalleden tanimadik birileri beni alip evde pansuman yapmisti:) faytonlar guzeldi… bence kalmalydi…at boku kokusu da kendini kabul ettirmisti sonucta… 

 t  i  r  n  a k 

Tam olarak tirnak degil ama zaten ´tepeden tirnaga ´ demek de sahiden tepe ve tirnak degil:)) ciplak ayakla merdivenlerde kosarken ayagimin altini kesen cam ..italik bir I harfi olarak hala ayagimin altinda zorro nun z si gibi bir imza birakti… bence bu kadar az sokak hayati olmus bir cocuk icin buyuk basari:) oyle super macerali olmasa da benim icin hatirlanmayi hakedecek kadar kiymetli ve nadirler… dursunlar burada:))
Tesekkurler 
:)

( hikayenin kahramaninin bugunku fotosunu koymak adettendir diye… aycen bugun hala ev dekore ediyor…:)